14 Eylül 2010 Salı

........Konuşmaya Susamak........

Hayat sizi öyle bir noktaya sürüklüyor ki bazen ,üstüne konuşamıyorsunuz bile.Durumunuzun ,halinizin üstüne tek yorum getiremiyorsunuz.Bir anda bütün değer yargılarınız ,pufffffff.Kör değilsiniz elbet görüyorsunuz ama gördükleriniz sizi susmaya zorluyor.En zoru da göre göre susmakmış...Ki bu iş hiç benim harcım değil.Lakin yaptırımları kuvvetli ,yemiyor konuşmak.Susa susa.........konuşmaya susamak...İki ucu sivri değnek.Hangi ucundan yersiniz ? Ne de olsa hayat bize karşı çok ' çoktan seçmeli '.Gel de stressel sebepli hasta olma.Gel hadi ,şu ortamın içine.Ve hasta olma...Nedir bu güçlü görünme hevesi ? Çürük yerlerini saklama telaşı.Hayır sen çürümekten değil de çürüklerinin görülmesinden gocunuyorsan...Hastasın o zaman sen.İçin çürümüş senin be adam.Yüreğin kokuşmuş.Ellerin bitlenmiş.Beynini kemirmiş hırsların.Adam akıllı düşünemiyorsun bile.Gerçi beyin olsa gene yetmeyecek.Adam akıllı --> ADAM + akıl . . . Boşa yaşamışsın sen onca yaşı...İcat çıkarma ben.Sus ben.Her doğru her yerde söylenmez ben.Bir şey doğruysa o doğruyu söylenecek hiçbir ortam yanlış kılınamaz.Doğrunu söylemekten çekineceğin bir ortam varsa ,sen doğrundan şüphe et önce.Hayatımdan çıkaracaklarım listesinde ilk sıradasın sen Baba...Dahası o listede ki tek kişisin........Beni affet...Ama önce kendini !

Ooooooooooooooooof !!!

KATRE

LAKİN...

Ben de isterdim gece yatmadan iyi geceler öpücüğü verdiğin insan olmayı
Ben de isterdim sabah uyandığımda kollarında olmayı
Geceleri ateşleri sevişmeler yaşamayı
Sabah işe geç kalmayı...
Ben de isterdim tuttuğum elini bir daha bırakmamayı
Ben elbet isterdim seni
LAKİN...
Sen istemedin beni


KATRE

Dünya Yuvarlaktııııııııır (2008)



Duymadın hiç sesimi
İstesem elbet duyurabilirdim ama
Sabrettim
Sen anla sen gör istedim
Bekledim...
Ben senin görmeni beklerken bizsizliğimizi
Sen uzaklara doğru epey yol aldın
Ve sonra gözden kayboldun
Ama vazgeçemedim beklemekten
Dünya yuvarlaktır dostum
Elbet çıkarsın öbür yönden ;)

KATRE

Gökyüzü (2008)

Bu gece gökyüzü ağlamıştı yine
Gün doğunca sildi gözyaşlarını
Bir ara yine geldi kara bulutlar.
Doldu gözleri...
Ama bu defa ağlayamadı,
Yuttu yaşlarını ,yaslarıyla katık edip
Geceleri seviyordu belli ki oda
Benim gibi galiba...
Ağlamak için geceyi,
Susmak için güneşi bekliyordu...Gökyüzü

KATRE

5 Eylül 2010 Pazar

Yağmur Sonrası Toprak Kokusu...: Kitap Ödüllü Bir Yarışmaya Buyrun

Yağmur Sonrası Toprak Kokusu...: Kitap Ödüllü Bir Yarışmaya Buyrun:

 "Aslında başka sitelerin linklerini reklam amaçlı olarak sitemde yayınlamaktan hoşlanmıyorum. Ama bu sefer konu kitap. İşin ucunda kitapla ilgili birşeyler varsa çok da düşünmeye gerek yok."

Aşağıdaki linke tıklayarak yarışma hakkında bilgi sahibi olabilir, dilerseniz siz de katılabilirsiniz.


http://www.kitapkolik.net/kitapkolik-net-kitap-odullu-yarisma

3 Eylül 2010 Cuma

Terk-i Diyar

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yerdeyim.Evimde ,şehrimde ,ailemle :)  (şimdilik) Eğitim hayatımın kalanına başka bir şehirde devam edeceğim.Dün yeni şehrime ilk gidişimdi.Daha önce hiç gitmediğim ufak bi şehir seçtim kendime.Elbette sahili olan...O şehir hayalimde yeni sayfam olacaktı.Herşeyi ardımda bırakıp gidecektim şehrime,güyaaa...Bütün geçmişimi ve kötü kaderimi ve hatta gelecek kötü günleri burada bırakıp arkama dahi bakmadan kaçarak gidecektim buralardan,yeni şehrime.Eskiye dair herhangi birşeyi taşımayacaktım şehrime.Beni üzen herşey burada kalacaktı ve ben sadece aile ziyaretlerinde yad edecektim kötü günlerimi.Bir kaç ayda bir belki,bir kaç güncük.Sanıyorum ki bulunduğum şehri terk ,yaşadığım herşeyi terk olmayacak.Eğitim yuvama girdim,bakındım boş boş.Hiçbirşey ifade etmedi bana.Ne heyecan ne sıcaklık ne nefret...Gayet hissiz ve soğukkanlıydım.Duygulara yenik kalmama çabasındaydım belkide :)  Prosedürleri hallettikten sonra çıkış kapısına doğru ilerlerken çok halsiz hissettim kendimi.Merdivene oturdum hemen ,duvara yaslanarak ,sefiller gibi :) O zaman anladım ki aslında eskiye götürecek beni bu şehir.Hep en eskiye.Kendimi öksüz ve ağlak bi çocuk gibi hissedeceğim kimsesiz olduğum bu şehirde.Ve bu yalnızlığıma mazim eşlik edecek katran karası anılarımla.Kim olduğunu tam bilmediğim hamile bir bayan seslendi ,görevliydi galiba ; işlemleri hallederken de görmüştüm çünkü onu.Üşütürsün betona oturma yavrum dedi.Onun o samimi ve zorundalık içeren ikazıyla kalktım oturduğum merdivenden.Sonra azıcık deniz izleyelim dedik.Onca yol geldik,hemen dönmek olmaz.Koyulduk yola.Birden dedim kimsemin olmadığı bu şehirde,nasıl bir maceraya atıldım ben.Tamam hep düşündüğüm birşeydi bu şehri ve yalanmışlıklarımın tümünü bir gün muhakkak terk edecektim.Muhakkak ama muhakkak.Ama o gün bu gün müydü?Hem eğitim hem yeni çevre ikisini birden yürütebilecek miydim acaba?Eğitim hayatımı etkilmeyecek miydi bu içimin yalnızlığı?...derken vardık denize.Uzunca bir iskele.Koyuldum en ucuna doğru yolculuğa.Sonra onunla dedim belki bir gün,şehrime ziyarete geldiğinde,aynı anda buraya basacak ayaklarımız.Sonra kedi gibi sineceğim omzuna.Kapayacağım gözlerimi.Dalgalar ninnimiz olacak.Annemse çok uzakta.Hemen farkına vardım ne yaptığımın ve onu daha ilk günden şehrime getirdiğimin.Kovmaya da kıyamadım,ve denize son bir kez sinirle bakıp hızlıca ayrıldım iskeleden.Sonra da terk-i şehir...

KATRE